Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Gazi Üniversitesi İnşaat Topluluğu’nun geleneksel olarak düzenlediği ‘Civil Ankara 2024’ etkinliğine katıldı. Üniversitenin tarihi rektörlük binasındaki programda, Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Musa Yıldız, akademisyenler ve çok sayıda öğrenci yer aldı. Bakan Uraloğlu, 1999 Marmara depremi meydana geldiğinde deprem bölgesinde olduğunu, 6 Şubat’taki deprem felaketinde de iki ay bölgede kaldığını belirterek, “İkinci deprem; yani 7.6 olan depremi Adıyaman’da AFAD binasının içerisinde geçirmiştik.
7.6’da bir binanın içindeki o gürültü, sarsıntıyı yaşayan bir kardeşinizim, ağabeyinizim. Orada ciddi gözlemlerim oldu. İki tane bina, bir tanesinde hiçbir sıkıntı yok. Neredeyse çatlağı yok. Diğeri yerle bir olmuş. Onun için biz mühendislerin, mimarların bu anlamdaki hassasiyeti kıymetli. En ufak bir ayrıntı, çok sayıda insanın hayatına mal oluyor. Şimdi bakın mesela bir doktor kardeşimizin ameliyatta yanlış yaptığını düşünelim. Oradaki hastayı etkileyecek bir sonuç doğuracaktır.
Yani en kötüsü ölüm olacaktır, Allah korusun. Mühendislerin yapacağı bir hata, çok daha vahim sonuca sebebiyet verebilecek şeyler ortaya çıkarabilir. Onun için gerçekten çok daha dikkatli, her şeyiyle ehemmiyetli, hesabından tutun, uygulamasına kadar dikkatli olmalıyız” ifadelerini kullandı.
‘ARTIK 2071’İ PLANLIYORUZ’
Bakan Uraloğlu, bulunduğu coğrafi konumun Türkiye’ye olan avantajlarına işaret ederek, “Dört saatlik uçuşla 67 ülkeye gidebiliyoruz. Yani Afrika’dan Uzak Doğu’ya, Avrupa’ya kadar. Burada yaklaşık 40 trilyon dolarlık bir gayrisafi milli hasıla var. Yaklaşık 1,5 milyar insan var. Yine yaklaşık 8,5 trilyon dolarlık bir ticaret hacmi var. Böyle bir coğrafyada bulunuyoruz. Biz Ulaştırma Bakanlığı olarak ne yapıyoruz; insan, yük ve veri taşıyoruz.
Bunun sonucunda yönetiyoruz. Oralara hizmet ediyoruz. Kara yolu, demir yolu, hava yolu, deniz yolu ve haberleşme alanımızda olan vizyonumuz, misyonumuz; yani bunlar bizim daha iyi nasıl hizmet edebileceğimizin göstergeleri. Ülke insanlarına, coğrafyaya 2053’e kadar yapmayı planladığımız yatırımların ayrıntıları var. Biz artık 2071’i planlıyoruz. 90’lı yıllarda, ‘Ertesi gün bankamatiğe acaba maaşımız yatacak mı?
Devlet bunu yaptırabilecek mi’ diye endişe eden bir ülkeden bugün 2071’leri planlayan bir ülkede yaşıyoruz çok şükür. Bunda da tabii Cumhurbaşkanımızın bize açtığı ufuk gerçekten kıymetlidir. 272 milyar dolarlık bir yatırım yapmayı planlıyoruz ve ağırlıklı olarak demir yollarını yapmayı planlıyoruz” dedi.
‘2028 YILINA KADAR PROJESİNİ BİTİRECEĞİZ’
Ardından, ulaştırma yatırımlarına değinen Uraloğlu, Ankara-İstanbul arasındaki yeni hızlı tren projesi ile seyahat süresinin 80 dakikaya indirilmesini amaçladıklarını kaydederek, şöyle konuştu:
“Proje çalışmalarına başladık. Tamamen yeni bir hat, biz bunun 2028 yılına kadar projesini bitireceğiz inşallah. Yapım çalışmalarına başladık. Bu sadece, bir ulaşım aracının Türkiye’ye kazandırılması değildir. Aynı zamanda 350 kilometre hızla seyahat eden bir tren teknolojisini de bu vesileyle ülkemize kazandırmaktır. Yine yerli elektrikli lokomotifimizin seri üretimine önümüzdeki günlerde başlıyoruz.
Biz şehirlerarası değil, şehir içindeki metro hatlarıyla da bakanlık olarak, metro çalışmalarımız, planlamalarımız var. Bunları da şehrin ulaşımına katkı sağlamak için yapıyoruz, destekliyoruz belediyelerimizi. Hava yoluna bakacak olursak çok tartışılan, ‘İstanbul’a yeni bir havalimanı gerekli miydi’ denilen havalimanı, şimdi Avrupa’da birinci, dünyada yedinci sırada.
Geçen günkü yolcu sayısı 77 milyonu geçti. Hedefimiz, oradaki planımız 200 milyon yolcunun buradan hareket etmesi. Şimdi İstanbul Havalimanı’ndan sadece Türkiye nüfusu kadar insan seyahat etti bir yılda. Yani onun için ne kadar gerekliydi, görüyoruz. 174 ülkeyle havacılık anlaşmamız var.
Neredeyse olmayan ülke kalmadı. Yani bundan sonra bence hedefimiz bu olmalı. İstanbul’da eski Haliç’e bir yat limanı kompleksi ve bir alışveriş merkezi yapıyoruz. Tarihi yapısını da koruyarak ülkemiz için kıymetli bir proje olacak. Bu sene içerisinde bunun da önemli bir bölümünü açmayı düşünüyoruz.”
‘6’NCI UYDUMUZ HAZİRANDA FIRLATILACAK’
İletişim ve haberleşme çalışmalarından da bahseden Uraloğlu, “Mesela geçtiğimiz günlerde Zeki Müren’in sesinden bir güncel parça seslendirildi değil mi? Birisi şimdi bir başkasının sesinden sizi arayabilir. Onun için mutlaka yerli ve milli iletişim araçlarını geliştirmemiz lazım. Haziran ayı içerisinde inşallah fırlatma rampalarımızdan Amerika’da göndermeyi planlıyoruz. Bu da 6’ncı uydumuz olacak ve kapsama alanı da çok ciddi bir şekilde Afrika’nın ve Orta Doğu’nun önemli bir bölümünü de ilave olarak kapsayacak. Bu da bizim için heyecan verici bir proje. Sizlerin yakından takip ettiği, beklediği 5G teknolojisine uygun zamanda doğru piyasa şartlarıyla geçmeyi düşünüyoruz. Muhtemelen 2026 yılında 5G’ye geçeceğiz; ama İstanbul Havalimanı’nda uyumlu olan telefonlar bunu deneyimleyebiliyor. Bazı üretim tesislerinde de deneme amaçlı ruhsat verdiğimizi söylemek isterim” diye konuştu.